KISA KISA...

-- Almanya daki mahkeme duruşmalarının başlangıcında hakim, iki tarafı da anlaşmaya davet eder. Adam benim çantamı çalmışsa, hadi bir kimlik sende kalsın birini ver, bir telefon sende kalsın birini ver diye paylaşacak mıyız? Adam haksız yolla benim eşyalarımı çalmış.

-- Yerleşik hayat için Türkiye ye dönenlerin büyük bir kısmı uyum sorunu yaşıyor. Içlerinde uyum terapisi görenler ve sakinleştirici ilaç kullananlar az degil. Türklerin, kendilerini rahatsız hissettikeri ülkelerden geri dönmesini ve uyumunu kolaylaştıracak birimler kurulması iyi olur kanaatindeyim.

-- Bizim müşterilerimizin / arkadaşlarımızın çogu Alman, benzeri cümlelerin nedenlerinden biri;, onlarla teması rütbe olarak görmek ve buna neden ise; Türklerin başkalarına degil de  birbirlerine çok zarar vermesi kanaatindeyim.

-- Almanya da resmi belge benzeri düzenlenmiş mektuplar gönderip degişik yollardan bulduklar şahsi bilgileriniz hakkında -Bilgileriniz dogru mu - diye soruyorlar. Imzalayıp gönderirseniz hiç ihtiyacınız olmayan sanal bir telefon rehberine  binlerce Euro  ödersiniz. Maalesef Alman kanunları, yapanların bilghileri belli oldugu halde, bu sahtekarlıgın önüne geçemiyor ve tuzaga düşenlere de -imzalamadan önce okumalıydın- diyor.

-- Bence, Almanya, halkı ceza ile korkutarak yöneten bir ülke. Buraya misafir gelen ve gözlemlerine güvendigim birçok arkadaşım Almanya nın polis devleti oldugu fikirlerini beyan ettiler. Cümlelere -Bence -  diye başlamam da bunun etkisindendir. Kesin konuşmak sorun olabilir ama fikir beyan etmek biraz daha adli yaptırımlara karşı kolaylaştırıyor durumu.

-- Türkiye deki birçok internet sayfalarında şirket bilgileri, sorumlu şahıs, vergi bilgileri… cok eksik. Almanya da bu eksiklikleri takip edip davacı olan ve bunu kazanç yolu yapmış avukatlık büroları var.

-- Almanya da resmi tatiller dokuz güne uzatılmıyor. Insanlar, yılık izinlerini kullanıyorlar.
Esnaf olmak da bir kültür meselesidir. Almanya daki vatandaşlarımızbir kısmında bu konuda da sorunlar var, kanaatindeyim.

Gaziantep de bir is merkezinde 50 den fazla mali müşavirlik bürosu. Koca işhanı ve kimsede rekabet korkusu yok. Hatta birbirinden büro malzemesi alıyorlar, birbirlerinde ögle yemegi yiyorlar….

Bunu görünce aklıma geldi. Almanya da beraber çalışma fikrime karşı bir meslektaş bana; -Ama biz rakibiz, dedi.

Yaşanılan ortamın getirdigi bakış açısına bir örnek. Almanya da iki kültür arasında kaybolmuşların esnaflıgı ögrenmesi lazım, kanaatindeyim.

Benzeri bir olayı Almanya ya geldigim 1990 lı yıllarda yaşamıştım. Düsseldorf merkezde bir vatandaşımızın bilgisayar malzemeleri dükkanı vardı. Oradan hep yazıcı için boya alıyordum. Bir defasında benim ihtiyacım olan ürün yoktu.

Sordum;  -Bir de karşıdakine sorsam mi, belki onda vardır.

Aldıgım cevap; - bende yoksa onda hiç olmaz.

Geçtim karşı tarafa, yeni düzen kurmaya çalışan genc bir kardeşimiz. Sordum, varmış, verdi.

Bir daha o ilk girdigim dükkana girmedim. Keşke deseydi; -Olabilir, bir bakmakta fayda var.

Biz memlekette esnafligı böyle ögrendik rahmetli dedemizden. Bir ürün yoksa ya komşudan alınırdi ya da müşteriye başka bir esnafın adresi tarif edilirdi.Esnaf olmak da bir kültür meselesidir. Almanya daki vatandaşlarımızbir kısmında bu konuda da sorunlar var, kanaatindeyim.


ÖNCEKI SAYFA
ANA SAYFAYA DÖNÜS





.