| KISA KISA... -- Alman gençler daha çok büro işlerinde çalışmak istiyor. Daha çok finans dalında danışmanlık yapma gibi yönlere hevesleniyor. Manager kartviziti taşımak istiyor. Maalesef zanatkarlık yönünde kendini yetiştiren Alman gençler azalıyor. -- Alman haber yayım kurumları, daha çok
yurtdışındaki kötü olaylara dikkat çekecek şekilde haber paylaşırlar.
Bunun nedenleri içinde, devletin yönlendirmesi ve halkın isyankar
tepkilerine yol açacak iç sorunları göz önüne çıkarmamak olabilir. --
Almanya da her makineyi müşterinin kendisi yönetir. Türkiye de ise
dogrudan girişte bavul arabalarını veren makinenin başında bir
görevliyi görerek gireriz ülkeye. Hele bir de üç kuruşluk dürümü yerken
elini kaldırıp tuzlugu isterler ya garsondan…. Bunun nedeni
işsizige çözüm degildir bence. | Türkiye
de yaşadıgınız ortam, layık oldugunuz ortamdır , sizin ile aşagı yukarı
aynı özelliklerde insanlar vardır, ortama uymak için
zorlanmazsınız. Örnegin evinizin sokagındaki insanların gelir seviyeleri, sokagı kullanma alışkanlıkları, egitim seviyeleri gibi özellikler sizinkine yakındır. Ama Almanya dayaşam felsefesi birbirinden çok farklı insanlarla bir arada yaşamak zorunda kalırsınız. Örnegin çevresini alkol kullanma derecesine göre seçen bir insan, alkol kullanmadıgım için benim ile aynı platformlarda gözükmek istemeyebiliyor, benimle birebir görüşmek ama digerlerinin de bundan haberinin olmamasını isteyebiliyor. Içlerinden birinin dogum günü. Erkek erkege bir toplantı. - Biri iki defa eşinden ayrılmış ve birçok bayanla gönül eglendirmeyi seven bir karakter, - Biri -Bey- lik saplantısı var ve kendisine -Bey diye hitapedilmesi için herkese bey diye hitapeden bir karakter - Biri arabasında bile alkol taşıyan bir karakter, - Biri, bu zamana kadar sizi saygıya deger görmemiş bir karakter - Biri Allah a inanmadıgı için ayaga kalkmış ve size baka baka saatlerce Tanrının yoklugunu ispatlama konuşması yapan bir karakter.O konuşmasına devam ederken yaşları 40 ı çoktan geçmiş digerlerinden biri bu konuşmayı kesip de demiyor ki; - Arkadaşlar, Ömer kardeşimiz herbirimizin karakterini bile bile bizim ile geldi. Masamızı paylaştı. Demek ki Ömer bizi her halimiz ile seven, yani gerçekten seven bir arkadaş. Bizim de onun karakterine saygı duymamız gerekmez mi? O, sizi Islam a davet ediyorum, demedi ki saatlerdir ona baka baka Tanrının yoklugunu ispatlayan arkadaşımıza konuşmaya devam etmesine izin veriyoruz! Işte Almanya da böyle ortamlarda da bulunmanız gerekebiliyor. Bu, yalnızca bir örnekti. |
|||
|
||||